Sedad Hakkı Eldem Kimdir?

1535

Sedad Hakkı ELDEM (1908-1988) Mimar; İstanbul’da, İsmail Hakkı Bey ile Azize Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi Babasının diplomat olması sebebiyle çocukluk ve gençliği, Avrupa’nın, başta Cenevre, Münih ve Zürih olmak üzere, çeşitli kentlerinde geçer.

İlköğretimini Fransızca gören Eldem, liseye eğitimi için Almanya’da gitti. Bu durum Eldem’in iki dile de fazlasıyla hakim olmasını sağlayacak, hatta ülkeye döndüğünde Türkçe’yi kullanırken bazı zorluklar dahi yaşayacaktı. Sedad Hakkı, 1924’te İstanbul’a döner ve aynı yıl, Sanayi-i Nefise’de (Şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) hocalık yapan mimar Vedad TEK ile tanışır ve bu okula kaydını yaptırır. Öğrencilik dönemini çoğunlukla Guilio Mongeri’nin atölyesinde geçirir, becerilerine oldukça ilgi gösteren bu mimarın yanında staj yapma şansına da sahip olur. 1932’de İstanbul’da kendi bürosunu açtı, bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisinde(MSGSÜ) ders vermeye başladı, 1978’de emekli oluncaya değin Akademi öğretim üyeliği görevini sürdürdü.

Eldem’in mimarlık yaptığı dönem, Türkiye’nin, bütün dünyada benzerlerine rastlandığı gibi, ulusal-uluslararası, yöresel-evrensel olma ikilemi arasında gidip gelmeler yaşadığı bir dönemdir. Eldem bu arayışta daha çok ulusalcılıktan yana tavır almıştır. Bu, eğitim alanındaki çalışmalarında ve mimarlığın nasıl olması gerektiğine ilişkin kuramsal açıklamalarında açıkça görülür. Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğretim üyeliğinin ilk yıl­larında (1934) ‘Milli Mimari Semineri’ adıyla bilinen bir çalışma başlatmıştır. Bunun amacı, ulusal mimarlık yapıtlarına ilişkin araştırmaların kapsamını genişletmek, sivil ve anonim mimarlık yapıtlarının da incelen­meye değer olduğunu göstermek, çağdaş Türk mimarlığı için yeni temeller bulmaktı. Eldem’in 1930’lardaki akılcı ve işlevci nitelikteki tasarımları da 1940’ların başından itibaren ulusalcılık dü­şüncelerini yansıtmaya başlamıştı. 1939’da New York Dünya Fuarı için hazırladığı Türk Pavyonu tasarımı, Türk mimarlığında bu anlayışı savunan dönemin başlangıcı sayılır. (Not: pavyon; bir kuruluşun, bir kurumun bir bahçe içinde ayrı ayrı yerlerde bulunan yapılarından her biri.bir fuarda bağımsız sergileme yeri.)

Dünya tarihinin en büyük fuarı, 79 yıl önce bugün New York’ta gerçekleşti. Türkiye’nin de katıldığı bu fuarda pavyonun tasarımını, Türk mimarisine hem tarihsel, hem de biçimsel anlamda damgasını vuran Mimar Sedad Hakkı Eldem yapmıştı. Eldem’in bu eseri, dünya medyasında şu sözlerle anılmıştı: “Birden bire gözümün önünde gök mavisi bir kule belirdi. Bu, Amerika stilinde cüsse yardımıyla tesir yaratmaya çalışan yüksek bir kule değildi, çiçeklerden bir araya getirilmiş bir rüyaya benziyordu. Göklerin bütün mavisi ve güneşin bütün yaldızları bu rüyaya şekil vermek için kullanılmıştı.”

Eldem üretken bir mimardı . Çağ­daş Türk mimarlığının birçok önemli yapısı onun imzasını taşır. Bunlar arasında Yeni Delhi’deki Türkiye Büyükelçiliği (1966), Ankara’daki Pakistan Büyükelçiliği (1966- 1976), İstanbul’da Fındıklı’daki Akbank Genel Müdürlüğü (1970), Beyrut’taki Tür­kiye Büyükelçiliği (1972; H. Şensoy ve S. Sadık ile birlikte), İstanbul Taksim’deki Atatürk Kitaplığı (1973) ve Maslak’taki Alarko İşyeri Blokları (1980-88) sayılabilir.

Eldem, Mimar, Arkitekt, Akademi, Mimarlık, Güzel Sanatlar, Sanat Dünyamız, Türkiyemiz gibi dergilerde çıkan yazılarıyla gerek yayımladığı kitaplarla Türk mimarlık ve düşünce yaşamına katkıda bulunmuştur.

Sedat Hakkı Eldem, çok tartışılmış bir mimardır. Düşünceleri pek çok eleştiriyi üzerine çekmiştir. Bu da zaman zaman çalışmalarının arka plana itilmesine neden olmuştur; ama Eldem, ancak disiplinli bir çalışmayla bir yere ulaşabilece­ğini düşünmüş, bunu uygulamış ve sonunda gerçekten de 20. yüzyıl Türk mimarlarının en önemlilerinden biri olmuştur.

MİMARİ ESERLERİ: Budapeşte Sergisi Türk Pavyonu (1931), Naci Paşa Köşkü (1932, Ankara), Tevfik Azmi Yalısı (1933, İstinye, İstan­bul), Elektrik Şirketi Deposu (1934, Fındıklı, İstan­bul; yıkıldı), Seyhanlı Apartmanı (1934, Teşvikiye, İstanbul), İnhisarlar Umum Müdürlüğü (1934-38, Ankara; sonradan Başbakanlık), Termal Oteli (1934:37, Yalova; 1984’te yıkıldı), Okyar Köşkü (1936-37, Büyükada, İstanbul), Ahmed Ağaoğlu Evi (1936-37, Nişantaşı, İstanbul; yıkıldı), Ayaşlı Yalısı (1938, Beylerbeyi, İstanbul), Tahsin Bey Yalısı (1938, Yeniköy, İstanbul), Ankara Devlet Konservatuarı Ek Yapısı (1938), Plaj Tesisleri (1956-59, Florya, İstanbul; O. Çakmakçıoğlu ile birlikte), Plaj Tesisleri (1956-59, Kilyos, İstanbul; O. Çakmakçıoğ- lu ile birlikte), Uşaklıgil Köşkü (1963, Emirgân, İstanbul), Kıraç Yalısı (1965, Vaniköy, İstanbul), Neslişah Sultan Yalısı (1971-72, Kandilli, İstanbul), Hollanda Büyükelçiliği (1976-77, Ankara), Kâmuran Sertel Köşkü (1975, Yeniköy, İstanbul), Rahmi Koç Köşkü (1975, Tarabya, İstanbul), Şark Sigorta Genel Müdürlüğü (1979, Bağlarbaşı, İstanbul), Mimar Si­nan Üniversitesi Atölyeler Bloğu (1981-83, Fındıklı, İstanbul; C. Eren ile birlikte).

Ödülleri

DGSA tarafından 1979’da kendisine onursal doktorluk unvanı verilen Sedad Hakkı Eldem, mimarlık mesleği boyunca ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülür. Bunlardan en önemli olanları arasında Sedat Simavi Vakfı Mimarlık ve Kent Planlaması Ödülü (1982), Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Sanat Ödülü (1983) ve Ağa Han Mimarlık Ödülü (1986), Mimarlar Odası Büyük Ödülü (Sinan Ödülü 1988) yer alır.

Facebook Yorum