Biyotaklit yada Biyomimikri Nedir?

2454

 

İnsan, doğası gereği herhangi bir yeni ortama girdiğinde ilk yapmaya çalıştığı şeylerden birisi ortamı keşfetmektır. Bu insanı  hem tehlikelerden korur hem de ortama uyum sağlamasına yardımcı olur. Keşfettiğimiz şeyler,  sonrasında kullanılmak üzere beynimizce depolanır.  Bu keşfetme sürecinde içinde yaşadığımız  yapılar ve çevre insanlığın ilk zamanlarında henüz insan eliyle yapılmadığı varsayılırsa ilk güçlü bağımızı doğayla kurmuş olduğumuz muhakkak. Şöyle bir düşündüğümüzde muhtemelen ilk gözlenen nesneler ağaçlar, kuşlar ve taş gibi cansız varlıklar olmuştur. Zaman içerisinde gözlemlediğimiz  çevreyi  taklit etmeye başladık. yuvarlanan taşları taklit ederek tekerleğin icat etmemizle başlayan süreç sonrasında başka olayları taklit etmeyle devam etmiştir.  Buradan yola çıktığımızda diğer taklit meselelerinden bir tanesi de kuşlar gibi uçmaktır. İnsanlığın ilk hayal ettiği şeylerden olan kuşlar gibi uçmak meselesinin gerçekleşmesi tekerlek gibi kısa zamanda gerçekleşmiş olmasa da  eninde sonunda gerçeğe dönüşmüştür.

İlk  insanlardan bu yana kullandığımız bir özellik olan doğanın taklit edilmesi sonradan biyotaklit yada biyomimikri  adıyla bir bilime dönüştü.

Biyotaklit yada Biyomimikri Nedir?

Biyomimikribiyo yani yaşam ve mimikri yani benzetim olarak iki kelimeden oluşur. Tasarımda doğadan esinlenme yöntemi olarak bilinen biyomimetik, biyomimikri ya da Türkçe anlamıyla biyotaklit günümüzde kullanılan birçok ürünün temelini oluşturuyor.  Biyomimetik aynı zamanda insanların karmaşık problemlerini çözmek için model, sistem ve doğa unsurlarının taklididir.

Doğanın taklit edilmesinde insanlığa en büyük gücü sağlayan bilimlerden birisi Nanoteknoloji’dir.  Nano teknoloji sayesinde yapıların molekül dizilimleri değiştirilebilmekte ve yeni ürünlerin ortaya konulması kolaylaşmaktadır. İsterseniz gelin birlikte bazı biyotaklit örneklerini birlikte inceleyelim.

Nanoteknoloji demişken ilk akla gelen Lotus bitkisidir. Bize her ne kadar yabancı bir bitki gibi görünse de Nilüfer Çiçeği dediğimizde hemen hatırlayacağınız Lotus bitkisi sayesinde kir tutmayan ve ıslanmayan yüzeyler geliştirilmiştir.  Ülkemizde kumaş denilince ilk akla gelen firmalardan birisi olan Altınyıldız firmasının ıslanmayan kumaşları uzun yıllardır kullanması doğadan esinlenme için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Ayrıca kendi kendini temizleyen nano boyalarında ilham kaynağı aynı şekilde Lotus

İkinci örneğimiz Köpekbalıklarıyla ilgili. Jaws filmlerinin zihnimizde çizdiği korkutucu etkiyi bir kenara bırakırsak köpekbalıkları bilim insanlarına ilham kaynağı olan canlılardan sadece bir tanesi. Köpekbalığı derisinin bakteri barındırmadığının fark edilmesi bilim insanlarının aklına hijyenin kullanımının önemli olduğu hastaneleri getirmiş. Derilerinin taklit edilmesi sayesinde hastanelerde kullanılan anti bakteriyel plastik yüzeyler geliştirilmiştir.  Özellikle pandemi sürecini yaşamış olan dünya için yaygınlaşması çok muhtemel olan bu icat zaman içinde her yerde karşımıza çıkacaktır.

Üçüncü örneğimiz Karıncalar : Biyomimikrinin uygulanma yöntemlerinden birisi olan yaşam biçimlerini taklit etme deyince ilk akla gelen canlılar tabi ki karıncalar ve arılar. Karıncalar günümüzde otonom araçlara ilham kaynağı olmaktadır. Öncelikle birbiriyle iletişim kuran robotlarla başlayan süreç günümüzde otonom araçların iletişim kurmasında önemli bir taklit unsuru.

Az bilinen örneklerden bir tanesi Deniz Süngerlerinden esinlenerek yapılan  Boşluklu Yapı malzemesidir. Tasarımda önemli bir faktör olan boşluk kavramı için çok önemli olabilecek bu örneğimizde temel prensip şu şekilde oluşturulmuş. Binalar ve köprüler genellikle beton ve çelik gibi çok sert malzemelerden yapılır. Bir deprem veya başka bir doğal afet çarptığında, esnek olmayan yapı çatlayabilir veya kırılabilir. Yapısal hasar meydana gelirse, onarımlar maliyetli olabilir veya genel yapının feci şekilde bozulmasına neden olabilir. Bu aşamada insanlığın imdadına yetişen deniz süngerleri sayesinde boşluklu ve esnek inşaat malzemesinin geliştirilmesine olanak sağlamıştır.

Londra Üniversitesinde yapılan çalışmalarda ise balık pullarının  deseninin ve pul düzeninin yüzerken sürtünmeyi azalttığını fark eden bilim insanları Levrek ve sazan balığı da dahil olmak üzere birçok balık pulunu taklit etti. Pürüzsüz yüzeylerle karşılaştırıldığında, pulların sürtünmeyi %25’in üzerinde azalttığını ve balıkların yüzerken enerji tasarrufu yapmasına yardımcı olduğunu buldular. Enerjinin çok önemli olduğu bu zaman diliminde bu taklit önemli yenilikler getirecektir.

Sicuan Üniversitesinin ilgi alanı ise Bukelamunlar. Bukalemunlar, ışığın belirli dalga boylarını yansıtan derilerinin altındaki guanin kristallerini gererek renk değiştirebilirler. Yansıyan ışık renk olarak algılanır. Bu kristallerin etkisini taklit etmek için, araştırmacılar tipik olarak, bir film halinde kendi kendine birleşen ve renk üretmek için ışığı yansıtan selüloz nanokristalleri kullanırlar. Bukelamunların renk değişitirmesinin taklit edilmesiyle geliştirilen polimer ve selüloz nanokristaller sayesinde renk değiştiren yüzeyler gelişitirildi. Yine yakın zamanda BMW tarafından tanıtımı yapılan Renk değiştiren araba fikrine esin kaynağı olan canlı tabi ki bukelamun

Diğer bir esin kaynağı ise Yunuslar. Yunuslar sayesinde Su Altı Akustik iletişimi sağlandı. EvoLogics’in  geliştirdiği sistemde , çalkantılı su koşullarında su altı sinyallerinin
iletimini en üst düzeye çıkarıldı ve  tsunamileri daha erken tespit etmeye yardımcı olacak bir teknoloji geliştirildi.  Bu sayede hem deprem hem de tsunaminin önceden bilinmesi bir çok can kaybını önleyeceği gibi deniz haberleşmesini de güçlendirecektir.

Peki Çınar ağacının düşen yaprağını gözlemek hangimizin aklına gelirdi. Bir çınar ağacının düşen tohum kabuğu, kavisli şekli nedeniyle otomatik olarak dönerek havada daha uzun süre kalmasını ve daha uzun mesafeler kat etmesini sağlar. Tohumun ağırlığı ve tek kanadın uzunluğu arasındaki denge, tohumların serbest düşüş sırasında sorunsuz bir şekilde otomatik olarak dönmesini sağlayarak doğru bir şekilde eşleştirilir. Sycamore Technologies ye esin kaynağı olan Çınar Yaprağı sayesinde Sycamore Tavan Vantilatörü geliştirilmiş, bu sayede yüksek hava akışı sağlayan ve minimum gürültü yaratan tek kanatlı bir vantilatör üretilmesi sağlanmıştır.

Facebook Yorum