Matbaanın Tarihi Nedir?

1135

Baskı Makinesi bulunmadan önce yazılı metinler, katipler tarafından çoğaltılıyordu. Bu yöntemle çok az sayıda kitap üretilebiliyordu, bu da kitapların çok pahalı olmasına neden oluyordu. Bir katibin bir yıl boyunca yazabildiği kitap sayısı bir makine bir günde basabilirdi. Baskı makinelerinin bulunması ve gelişmesiyle kitaplar, broşürler, gazeteler vb yaygınlaştı ve bilgiler düşünceler daha hızlı yayıldı.

İlk basılı sayfalar 8 YY’a ait Japon dua sayfalarıdır. Harfler ve resimler tahtadan kalıplar üzerine oyularak yapılmışlardı. Ancak klişelerin yapılması uzun zaman alıyor ve yalnızca bir tek sayfanın basılmasında kullanılabiliyordu. Yani her sayfa için tekrar ve yeniden bir tahtadan kalıp oluşturmak gerekiyordu.

Bilinen en eski basılı kitap: Elmas Sutra MS 868

1045 yılı dolaylarında Çinli Bi Sheng; portatif matbaa harflerini buldu. Pişirilmiş kilden yaptığı Çin yazısındaki simgeleri demir bir altlık üzerine yerleştirerek metni basıma hazır hale getiriyordu.Aynı harfler daha sonra farklı metinleri, sayfaları oluşturmak için de kullanılabiliyordu.

Pişirilmiş kilden yapılmış eski kalıplar ve Bi Sheng (Pi Cheng)

Johannes GUTENBERG

Avrupa’da matbacılık; 15. YY’da  Alman matbaacı Johannes GUTENBERG (1400-1468) Çin’de kullanılan teknikten habersiz olarak kendi portatif matbaa harflerini yaptı. Her harfin metalden bir kalıbını çıkardı. Her sayfa için gerekli harfler tahta bir altlığa  yerleştirip mürekkepleniyordu. Kalıp ve kağıt preslenince, harflerin izi kağıda geçiyordu. İşte böylece bir sayfanın binlerce kopyasını elde etmek mümkün oldu.

Gutenberg’in baskı makinesi

Matbaanın Avrupa’da gelişmesi bilginin, bilimin ve haberlerin yayılmasında çok etkili oldu. Böylece insanlar gerçeği öğrenmeye başladılar. Özellikle İncil’in Latinceden tercüme edilip, Almanca, İngilizce, Fransızca dillerinde basılması; o ülkelerde dini konularda bir aydınlanma yaşanmasıyla kilisenin etkisini kaybetmesine yol açtı.

Peki Gutenberg’e ne oldu?

Johannes FUST adlı bir iş insanı; Gutenberg’in çalışmasını ve matbaa makinesini destekledi. Ancak Fust sabırsızdır, hemen kar etmek istiyordu. Ve Fust kar edemeyince 1455’e Gutenberg’e dava açtı ve Gutenbberg’in elindeki tüm matbaa makineleri haciz ile aldı. Fust bu makineleri alıp bir Gutenberg’in damadını yanına alarak matbaa işini kurdu

 

 

 

 

 

1468’de Gutenberg ölmeden önce matbaadan zengin olan o bir çok insan vardı. Hatta Almana’da 30, İspanya’da 100’den fazla matbaa makinesi bulunuyordu. Johannes Gutenberg dünyayı değiştirdi ama buluşunu pazarlayamadı.

Köneig’in buharlı baskı makinesi

Friedrich KONEIG

18. YY‘ın sonlarında kitaplar ve gazeteler o kadar yaygınlaştı ki elle çalışan matbaa makineleri yetersiz kalmaya başladı. Almanyalı mühendis ve matbaacı  Friedrich KONEIG ( 1774-1883) ve ortağı Andreas BAUER; buhar gücüyle çalışan bir baskı makinesi tasarladılar. Elle çalışan makinelerden 4 kat daha hızlı üretim yapan buharlı matbaa makinesi, saatte 1000 sayfa basabiliyordu.

 

 

 

 

Köenig ve Bauer‘in 1814’de bu makinede, üzerine kağıt yerleştirilen 2 büyük silindir bulunuyordu. Bir sayfa basıldıktan sonra silindirler dönerek bir sonraki boş sayfayı baskı konumuna getiriyorlardı. Üzerinde harflerin bulunduğu plaka, gerektiğinde otomatik olarak mürekkeplenebiliyordu.

Matbaa’da bir önemli gelişme de Linotipin Bulunuşudur.

 

 

1886’da Alman saat yapımcısı Ottomar MERGENTHALER (1854-1899) linotip adı verilen, harfleri klavye yardımıyla dizme yöntemini buldu. Basılacak metin, tıpkı daktilolarda olduğu gibi bir klavye ile yazılıyordu. Makine, her harf ve sözcüğün doğru elle yerleştirildiği baskı yöntemine göre 4 kat daha hızlıydı.

 

 

 

 

 

Dijitalin Baskının Başlangıcı

1965‘te Almanya’da Digiset adı verilen, harfleri bilgisayar yardımıyla dizme yöntemi geliştirildi. Basılacak metin bir klavye ile yazılıyor ve bilgisayarın belleğine kaydediliyordu.

Dijital baskı ve ofset yöntemlerinin gelişmesi yılların içerisinde süren gelişmelerle bugünkü halini aldı. Şimdi evlerimizde yazıcılar var hatta yanımızda bile taşıyabildiğimiz modelleri mevcut. Bakalım gelecekte bizi neler bekliyor.

 

Facebook Yorum